Gerçek Suça Sembolik Ceza!


28 Şubat Post-Modern darbesinin faillerinin yargılandığı dava aşağı yukarı beş yıllık bir sürecin sonunda tamamlandı. Daha doğrusu ilk safha mahkemesi bitti. Bundan sonra Yargıtay aşaması gelecek.

103 Sanıklı davada 68 kişinin beraatına hükmedilirken, 10 sanık hakkında zaman aşımı dolması, 4 sanık hakkında ise ölmüş olmaları nedeni ile dava düşürüldü. Geri kalan 21 kişi için ise Müebbet hapis cezası verildi.

Toplumun hemen hemen bütün kesimleri açısından muhataplık ifade eden bu davanın daha uzunca bir süre konuşulup tartışılacağı açıktır. Zira on yıllardır yaraları tedavi edilememiş, birkaç kuşağın feda edilmesine neden olan, toplumu ayrıştırarak, kırıp döken bu, post-modern darbenin faillerine verilen cezaların maşeri vicdanı tatmin etmesi mümkün gözükmemektedir.

Tatmin etmek bir yana, aksine darbeciler açısından cezadan çok ödül gibi gözüken bu durumun, hukuk tarihi açısından da izahı zor gibidir. Şöyle ki; 103 sanıklı bir davada sadece 21 kişinin ceza almış olması, onlarda da ceza var ancak –şimdilik- hapse girme olmaması çok garipsenmektedir.

-Efendim yurt dışı yasağı ve adli kontrol varmış.

Ayda bir imza atılacak bir adli kontrolün bir anlamının olup olmadığı da ayrı bir gariplik. Bu ve başkaca gariplikler dolayısı ile bu karar çokça sorulara ve sorgulamalara muhatap olmaktadır. Buradan yola çıkarak biz de hemen ilk akla gelen bazı soru ve sorgulamalarla bu meseleye katkı sağlayalım istedik.

Sorular/Sorgular
Derler ki; 28 Şubat darbesinin faillerinden bir kısmı Müebbet ceza aldı. Bu karar Hukuki ve sembolik olarak çok güzel.

Ben de derim ki; senelerdir incitilmiş, kırılıp- dökülmüş kamunun ve mağdurların vicdanı “sembolik masallarla” değil, failler kodese fiilen girerse rahatlar.

Derler ki; bu darbeci hergeleler hem yaşlı hem de hasta.
Derim ki; bize "Yaş" demeyin "Sağlık" demeyin. O YAŞ (kararları) vakti zamanında çok SAĞLIK bozdu. Bu arada; sahi hapisteki 28 Şubat mahkumları ne alemde? Hali hazırda 80-90 yaş aralığındaki yaşlı ve hasta mahkumlar insan evladı değil mi?

Derler ki; bu karar gelecekte darbe yapma niyeti olanlar açısından caydırıcı ve sembolik bir anlam taşır.
Derim ki; hiçte öyle değil. 12 Eylül darbesini yapanlar için açılan dava 15 Temmuz ihanetini yapma cesaretini gösterenler için caydırıcı olmamıştır. Dolayısı ile geç bunu. Ayrıca, sembolik olmayan bir suçun cezası sembolik olamaz.

Derler ki; bu kadar yaşlı adamı hapse atmak ne işe yarar?
Derim ki; Erbakan hocaya 2 yıl ev hapsi verilip uygulandığında 83 yaşındaydı. El insaf! 28 Şubatın muhatabı hocayı eve hapset, Darbeciyi serbest bırak. Bu Adalet değildir. Sembolikmiş! Sizin kağıt üstündeki bu sembolik kararınız benim anam için bir anlam ifade etmez. Çünkü anam okuma bilmez.

Derler ki demeyeceğim artık!
Sizin ne dediğinizin çok kıymeti yok artık. Direk sorgulama;

Bu hakimlerin verdiği bu karar sonrasında, Ahmet Necdet Sezer hastalık gerekçesi ile teröristlere af yetkisi kullandı diye kimse kimseye kızmamalıdır. Zira teröristlerin ağa babaları olan 28 Şubat darbecilerini cezanız müebbet ama yaşlısınız diye sokağa bıraktı bu mahkeme.

Mısırda halkına yıllarca kan kusturan Hüsnü Mübarek'in diktatör olduğunu kabul ettiği halde hapisten salıvermek ne kadar saçmaysa, 28 Şubat faillerine müebbet verip, hapse atmamak da aynıdır.

Ey hakimler! koskoca bir darbeden sadece 21 kişiye ceza verdiğinizden anladık Kısasınız yok; bari tutuklayın. Maşeri vicdan rahatsız. Kamu vicdanı denen değerin, her darbenin bahanesi edilen Genç Subaylar kadar kıymeti yok mu?
Bu arada, bu kararı veren Hakimler açısından merak ediyorum; bu karar korkaklıktan mı? Bu şekilde çıktı. Yoksa başkaca bir sebebi var mıdır?

Eğer bu hapissiz müebbetin sürekli böyle olmayacağı, Yargıtay tarafından cezaların onanması durumunda uygulanacağı söyleniyorsa bu da başka bir masaldır. Zira bu adamlar o zamana kadar daha da gençleşmeyecekler ve de hastalıkları iyileşmeyecektir. Tabi bir de; Yargıtay süreci bitene kadar emri hak vaki olmazsa. Sahi Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya sembolik olarak yetmez miydi?

Sonsöz niyetine!
Eyvallah! yargı bağımsızdır. Bu karar da 28 Şubatta en fazla mağduriyeti yaşamış siyasi iradenin inisiyatifinde değildir. Bilakis ona rağmen çıkmıştır. Öyleyse; bu kararı önemsemekle beraber yine de 28 Şubat yargılaması hakimlerinin atanma süreci ve bu hakimlerin bağlantıları biraz incelense!
Yani demem o ki cancağızım; olmadı. Hala direnen bir güç dengesi mi var?

Allah’ın mutlak adaletinin aczimize mazeret olmaması duası ile…!
Vesselam!

Osman HAZIR
Mersin
16.04.2018










Yorumlar